Finansal Fair Play ve CAS Trabzonspor Kararı

Kulüpler oyunculara ödeme yapacak mı? İndirim şansı var mı?
Temmuz 14, 2020
Futbolcu Engin Baytar’ın Galatasaray’a Karşı Açtığı Dava Görevsizlik Sebebiyle Reddedildi – Futbolcu Alacaklarına İlişkin Davalar Hangi Mahkemede Açılmalı?
Ağustos 31, 2020

Son günlerde Türk spor camiası ve spor hukuku camiasının yakından takip ettiği, Trabzonspor Finansal Fair Play (“FFP”) davasında son gelişmeler yaşandı ve CAS, Trabzonspor tarafından UEFA Kulüp Mali Kontrol Organı (“CFCB”) Yargı Dairesi’nin 30.06.2020 tarihinde vermiş olduğu “1 yıl men cezası”na karşı yapılan itirazı reddederek, UEFA kararını onadı. Söz konusu gelişme ile tüm gözler Trabzonspor camiasına çevrilirken, birçok soru ve kafa karışıklığı gündeme gelmiş oldu. Peki nedir bu FFP? Ve neden Trabzonspor aleyhine böyle bir cezaya hükmedildi? Gelin birlikte bakalım..

Kısaca Finansal Fair Play

Birçok kritere ev sahipliği yapan bu kurala dair genel ve basit bir açıklama yapmak gerekirse; Kulüplerin gelir ve giderlerinin birbirine denk olması yani kulübün kendi giderlerini kendi gelirleriyle karşılaması anlamına gelmektedir.

FFP, UEFA’nın sözleriyle, “Avrupa kulüp futbolunun genel finansal sağlığını iyileştirmekle ilgilidir.” 2010 yılında, kulüplerin kazandıklarından daha fazlasını harcamalarını engellemek ve yine UEFA’ya göre, kulüplerin kısa vadeli başarı peşinde koşarken uzun vadeli finansal sorunlara düşmelerini önlemek amacıyla kurulmuştur. 2009 yılında futbol hayatına giriş yapan kurallar bütünü, 2010’da UEFA Başkanı Michel Platini, Avrupa futbolunda devam eden “finansal doping” hakkında bir şeyler yapılması gerektiği söylemi ile pekiştirilmiş ve 2013/2014 sezonu itibariyle uygulanmaya başlanmıştır.

Bu bağlamda FFP; hem kulüplerin kendilerini mali anlamda korumalarını sağlarken hem de adil başarı ve mali disiplini sağlama amacı gütmektedir.

Kriterler ve Harcama Limitleri

TFF’ye tescilli bir profesyonel futbol kulübünün UEFA kulüp müsabakalarına katılımı için, Kurul tarafından verilecek lisans alınması zorunludur. Kulüplerin UEFA Kulüp Lisansı alabilmesi için, Talimatın 2. Kısmının V. Bölümünde yer alan sportif, altyapı, personel ve idari, hukuki ve mali kriterlerin tamamını yerine getirmeleri gerekmektedir.

Bu 5 adet kriterin her biri içerisinde alt başlık halinde ilgili yükümlülükler yer almaktadır. En bilindik örneğe değinmemiz gerekirse; kulüp yönetici ve/veya başkanları kulüp için cebinden harcama yapamayacak ve başkanın kulübe borç vermesi gelir sayılmayacaktır. Tüm bu kriterlere uyum ve başa baş noktasının denk bütçe ilkesiyle beraber uygulamasının kısa sürede kulüpler için zor bir geçiş olduğunu bilen UEFA bu nedenle kulüplere aşamalı bir geçiş imkanı sağlamış ve gelir-gider denkliğinde (yani başa baş olmasında) sapma hakkı tanımıştır. Bu yöntem talimatta “Kabul edilebilir sapma kavramı” olarak açıklanmaktadır. UEFA lisansı için kabul edilebilir sapma miktarı 5 milyon Euro’dur. Ancak, aşan tutarın hisse sahibi ve/veya ilişkili tarafların katkılarıyla tamamen karşılanması durumunda 30 milyon Euro’ya kadar çıkabilir (uygulamanın ilk yıllarında bu miktar 45 milyon Euro olarak belirlenmişti). UEFA Yönetim Kurulu daha düşük bir miktar belirleyebilir. Ulusal lisans için ise, 2018 – 2019 sezonu ve devam eden sezonlarda; kabul edilebilir sapma miktarı Süper Lig kulüpleri için 30 milyon TL’yi, 1.Lig kulüpleri için 10 milyon TL’yi aşamayacaktır.

Trabzonspor ve FFP

UEFA tarafından 1 yıl men cezası verildiği hepimizin malumu, irdelenmesi gereken asıl konu; söz konusu cezanın neye dayanarak verildiği. Söz konusu kararı anlayabilmek için 2015 tarihine dönmemiz gerekecektir.

2015/16 izleme süreci boyunca, CFCB, Trabzonspor’un UEFA Kulüp hükümlerine uygunluğunu değerlendirmiş, yapılan değerlendirme uyarınca kulübün; denklik ilkesi başta olmak üzere talimatın 53 ila 68. Maddelere uymadığı ve özellikle 58. Ve 64. Maddeleri ihlal ettiği sonucuna varmıştır. Söz konusu aykırılığın giderilmesi amacı ile 20 Mayıs 2016 tarihinde Trabzonspor ve UEFA arasında bir uzlaşma anlaşması yapılmıştır. Söz konusu anlaşma ile Trabzonspor aykırılıklara son vereceği, ilgili düzenlemeleri yapacağı gibi birtakım yükümlülükler altına girmiştir. İşbu anlaşma uyarınca, UEFA tarafından 3 raporlama dönemini içeren bir “izleme dönemi” öngörülmüştür.

Bu 3 raporlama dönemi; 2016/17, 2017/18 ve 2018/2019 dönemlerini kapsamaktadır. Yani 3 raporlama dönemi boyunca Trabzonspor, izleme dönemine tabi tutulmuştur. Bu izleme döneminin bir sonucu olarak; UEFA-CFCB Karar Dairesi tarafından söz konusu döneme ait 5 Temmuz 2019 tarihli raporlama neticesinde; Trabzonspor tarafından anlaşmaya uyulmadığı ve izleme döneminde ihlal yer aldığı, başa baş (denklik) ilkesinin ihlal edilmesi ile FFP kurallarının ihlal edilmesi sebebiyle Trabzonspor aleyhine 1 yıl men cezası verilmiştir.

Bir başka değişle işbu karar yalnız geçtiğimiz sezona ilişkin olmayıp 2015 yılından süre gelen bir hukuki durumun günümüzdeki sonucudur.

Kararın ilanı sonrası, ilgili karara karşı Trabzonspor tarafından CAS başvurusu yapılsa da, CAS tarafından itiraz reddedilmiş ve verilen karar onanmıştır.

CAS Kararına Karşı İsviçre Federal Mahkemesi’ne Başvurulabilir mi?

UEFA kararına karşı CAS’a başvurularak, Trabzonspor itiraz yoluna gitmiş ve ne yazık ki CAS tarafından UEFA kararı itiraz reddedilmiş ve söz konusu karar onanmıştır. Peki CAS’tan çıkan bu karar son yol mudur? Aslına bakarsanız hayır. CAS kararlarına karşı da İsviçre Federal Mahkemesi’ne itiraz yolu açıktır çünkü CAS İsviçre’de kurulmuş uluslararası bir tahkim mahkemesidir. Fakat bu kanun yolunun kullanılabilmesi için sınırlı sayıda neden mevcuttur.

CAS tarafından verilen hakem kararlarına karşı, İsviçre Kanunu uyarınca başvuru gerekçeleri şunlardır;

  • Tek hakem seçiminde veya hakem heyetinin oluşumunda usule aykırılık
  • Tahkim Mahkemesinin yetkili veya yetkisiz olduğuna hatalı bir şekilde karar vermesi
  • Tahkim Mahkemesinin arz edilen konuları aşarak karar vermesi ve/veya arz edilen konu hakkında karar vermemesi
  • Tarafların eşitliği ve/veya duyulma (hearing) hakkının ihlali
  • Kararın İsviçre kamu düzenine aykırı olması

CAS kararına karşı iptal başvurusu yapabilmek için bulunması gereken gerekçeler, yukarıda sayılanlarla sınırlıdır. Bir başka değişle; iptal yoluna başvurabilmek için ortada bir hata, bir yanlış bulunması gerekmektedir, bu nedenle de Trabzonspor kararı dahil olmak üzere birçok CAS kararı için bu kanun yolu pek mümkün görülmemektedir ve fakat Trabzonspor tarafından söz konusu gerekçelerin varlığına ilişkin herhangi bir açıklama yapılmadığından kesin konuşmak da mümkün değildir.

Finansal Fair Play kuralının ne olduğuna ve Trabzonspor davasının gelişimine bu yazımızda kısaca ve genel hatlarıyla değindik, umarım faydalı olmuştur. Keyifli okumalar dilerim.

Av. Deniz Akbıyık

Comments are closed.